Saturday, November 27, 2010

Evliliğin Amerikancası

Şimdi size Pew araştırma merkezinin Time ile işbirliğinde yürüttüğü bir araştırmadan bahsedicem ama önce bu konuda kendi fikirlerimi belirtmeliyim ki olayı hangi açıdan gördüğümü bilin. Ben gazeteci değilim, objektif olmak konusunda da çok kötüyümdür, mutlaka taraf tutarım. Yazının başlığı;Marriage: What is it good for? yani Türkçesi bu evlilik neye yarar, niye evlenmeliyim. Evlilik, hassas konu, bırakın olduğu gibi kurumu kabul etmemi, adını duyunca bile irkiliyorum. Sevmedim, sevmiyorum, büyük konuşmam ama sevebileceğimi hiç sanmıyorum. Seremonisi, materyalleri, ortamı, parlak gibi görünen karanlığı, hiç bir zaman taraf olamıycağım bır durum. Biliyorsunuz ki evllik ve bu çatı altındaki aile kavramı, Türk toplumunda belki eskiye oranla daha az ama yinede aşırı saygı gören bir kurumdur. Her  insan doğar, büyür, okur ve evlenir. Baskı var bir kere olmak zorundadır?? Evlenmeyen hatuna yazık gözüyle bakılır, kimse o durumu kendinin tercih edebilceğini düşünmez, toplum gözünde, ''ah yazık yavrum evde mı kalmıs''tır. Bu şekil söylemlerle açıklanır. Özellikle de eski nesil tarafından kabul edilen inanış bu yöndedir. Erkekte evlenmek zorundadır, yazık bir yaşından sonra nasıl kendini idare edebilicektir ki.. Yavrum kıyamam.. Bir yaşı geçince beyin özrü geliyor heralde. Ne biliyim.. Ben bir konuda önyargılı olmaktan pek hoşlanmam aslında ama bu konu toplum tarafından çok fazla vurgulandığı için küçüklüğümden beri deli damarım atık.. Küçükken çevremdeki bilmiş teyzeler, daha küçüksün düşüncen değişicek dediler tabiki kacırırlar mı? : ) Değişmedi, değişmez.. Bu evlilik kurumunun olması gerektiği yanı yuva kavramı büyürken hanım kızlarımızın beyinlerine öyle bir kodlanıyor ki, elinde barbie bebek, hadi kızım sen şimdi yuva kur , şimdi hani büyümüşsünüz de evlenmişsiniz hadi bakalım.. Kaç tane arkadaşım var buna odaklı yaşayan bilmiyorum. Sanki yaşam amacı evlilikte hobi olsun diye okul okuyor, çalışıyor. Evllenince de amaca ulaşıyor zaten her şey aydınlık, gördü yeşil ışığı tamamdır. Neyse tavrımı yeterince anlatabildiysem şu araştırmaya geçebilirim. Aslında ben burdaki evlilik oranı çok daha düşüktür diye düşünmüştüm ama nerdeyse karşılaştığım her iki insandan biri evli olunca yanıldığımı anladım. Tabi bunun sebebi büyük ihtimal Amerika'nın çok göç alan, aşırı karışık bir toplum olmasıdır. Gördüğüm insanlar sadece burda yaşıyorlardı, aslında gelenekleri başka olan başka yerlerden göçmüş kişilerdi. İşte bu yüzden araştırma ilgimi çekti.

Time ve Pew araştırma merkezinin yürütmüş olduğu  araştırmaya göre, 1960'larda %70 olan gençler arasındaki evlilik oranı şu an neredeyse %30'lara düşmüş durumda ve evlilik dışı çocuk sahibi olma oranı ise o yılların sekiz katı. Bildiğiniz üzere artık eski zamanlardaki gibi gençlerin bir ilişkiyi yürütmeleri ya da düzenli bir cinsel hayatları olması için evliliğe ihtiyaçları yok, peki o zaman bu kurumun ne özelliği var yani neden evlenmek istesinler ki? Hadi bizdeki toplumun dayatması ama burda o da yok, üstelik çoğu gencin örnek aldığı kapı gibi Angelina Jolie, Brad Pitt çifti var. Buna karşılık yazıya göre, evlilik Amerikalıların hala saygı duydukları bir kavram, çoğu en az bir defa evliliğin denemesi gerektiğine inanıyor. Sanırım bu deneme yanılma yönteminden kaynaklanan sorun şu ki, boşanma oranı Avrupa'daki bir çok ülkeden çok daha fazla. Aslında evliliği biraz kişisel koruma olarak görüyorlar yani tam tabiriyle evlilik, diğer insanlara nasıl mükemmel bir hayatınızın olduğunu gösterme yolu olarak kabul ediliyor.Tabi burdaki ayrıntı şu , iyi eğitimli insanların planları arasında evlilik kesin var diğerleri için ise elbet bir gün olur durumunda. Hmm bizden çok farklı değil sanırım.. İşte ben bu yüzden gıcığım yani hatunu eve bırak istediğini yap ya da tam tersi ama topluluk içinde evlisin ya temizsin! Neyse araştırmaya devam edelim : ) Garip bir şey daha dikkatimi çekti, eskiden insanlar kendisinden sosyal statü olarak aşağıdaki insanlarla evlenirlermiş, mesela doktorlar sekreterleriyle, şimdi ise doktorlar doktorlarla evlenmeyi tercih eder hale gelmişler yani konum yıllar gectıkce onem kazanmış. Tabi bu evlilik kavramı denilince sanırım göz ardı edilemiyecek en önemli faktör ekonomik özgürlüktür. Tıpkı ordakı gıbı burdada mutsuz evliliği olan ve para kıran hatunlar; usta  hiç devam etmeyelim tadında kalsın diyip mahkemenin yolunu tutuyorlarmış. Hatta boşanma davalarının çoğunu kadınların açtığını özellikle belirtmiş. Araştırmaya göre,  artık ilişkilerin temeli değişti ve evliliği sağlam tutmak için çiftlerin yeni davranış biçimlerini evlilik danışmanlarından öğrenmeleri gerekiyor.(Alın size yeni para kapısı!!)

Birlikte yaşama olayına gelince, 2009-2010 yılları arasında birlikte yaşama oranı %13 artmış bunun sebebi olarak da gençlerin yalnız yaşıyacak ekonomik güçleri olamaması olarak gösteriliyor, ama tabi bunu dışında da zaten bu fikir çok karşı olunan bır şey de değil, çoğunluk ekonomik gücü olsada bundan yana, sadece orandaki yükselişin bir nedeninin de bu olabiliceğini düşünüyorlar. Beraber yaşamanın evlilik üzerindeki etkisine gelince; bir süre beraber  yaşadıktan sonra evlenince, boşanma oranında herhangi değişiklik olucağına dair bir bulguya rastlanmamış yani bu ilişkinizi sağlamlaştırıp, boşanmıycağınıza dair herhangi bir garanti veremiyor maalesef.. Amerika'da durum bu yani evlilik saygı duyulsa da çok yakın durulmayan bir kavram ve sanırım ancak toplum içindeki konumunuzu birilerinin gözlerine sokma ihtiyacınız varsa gerekli görülüyor. Evlilik dışı çocuk meselesine gelirsek, bana hocam anlatmıştı, burda yalnız bir anneyim gücüm yok derseniz devlet yardımı alabiliyorsunuz. Tabi evliliğin sağladığı sigorta gibi hukuksal haklardan yararlanamıyorsunuz o ayrı. Bu arada ben, eviliğin dayatılmasına, hanım kızların bunu yapmak zorundaymış gibi büyütülmesine karşıyım yoksa kendi düşünüp taşınıp eleştirip istediği için yapana saygım var. Ayrıca bir avukat olarak bakmam gerekirse, evet biriyle beraber yaşıyacağınıza evlenin çünkü evlilik hukuksal olarak kadını koruyan bir kurumdur ve mağdur olmanızı engeller. Hatta ne diyim aklınız varsa buna duygusal olarak bakmaz ve sözleşmede yaparsınız. Dünya kötü, kendinizi önce siz korumak zorundasınız.

No comments:

Post a Comment