
Beslenmek gerçekten yaşamımızı devam ettirmek için çok önemli bir faktör. You are what you eat (ne yiyorsanız o sunuz) durumuna ben çok inanıyorum. Yaşlılıkta karşılaşılan bütün sorunları, hayatımız boyunca yediklerimiz yaratır aslında. Bedenimize ne kadar kötü davrandıysak o kadar büyük olur cezamız. Tabi genetikten gelen büyük hastalıklardan bahsetmiyorum, sigara içmek, aşırı yağlı yemek, hareket etmemek gibi şeyler bahsettiklerim. Yazılarımın başından beri söylediğim gibi, ben New York'da yaşıyorum ve burda yani Amerika'da yemek ve türevleri ayrı bir sektör bunun tam karşısında zayıflamanızı sağlıycak materyalleri satmak ayrı bir sektörü oluşturuyor. Yani önce her şeyi inanılmaz şekilde göstererek kalbinizi fethediyorlar sonrada aldığınız kilolardan kurtarmak için binbir ilaç satıyorlar ve her iki tarafta da he madden hem bedenen hemde ruhen kazıklanan siz oluyorsunuz. İnanılmaz bir pazarlama stratejisi, reklamlar, promosyonlar her şey mükemmel bir zincirle birbirine bağlanmış. Çok uyanık geçinenlere bile bir yerlerden geçiriyorlar. Her şey yemek üzerine kurulu ve bu harika bir şekilde kullanılıyor. Ben bile sağlığım dolayısıyla sadece belli şeyleri yiyebiliyor ve alabiliyor olmama rağmen markette saatler harcıyorum. Görsellik her yerde ön planda. Hiç bir şeyi silik yapmıyorlar. Doğumgünleri, halloween, thanksgiving, christmas.. Hepsinde ayrı bir promosyon, hepsinde ayrı yemekler organize ediliyor. Halloween'de pumpkin kekler, pumpkin kahveler.. Christmas'da bütün ambalajların şeklini şemalini değiştirmeler. Yani anlıycağınız ciğerleri pazarlama..
Tabi bu göz boyamasına yenik düşen zavallı insanlar da 300 kilo olup sokaklarda hala ellerinde hamburgerle dolaşabiliyorlar. Şimdi bununla ilgili okuduğum bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Aslında zeki geçiniyorlar ama gerçekten akıl fakirleri.. Okuduğum yazıda şöyle diyordu; bu zeki ve yemek meraklısı insanlar bir yemeğin yanında zararsız bir şey yediklerinde bunun o zararlı yiyeceğini kalorisini düşürdüğünü sanıyorlarmış.. Yani başlık aynen şu, '' Health ''Halos'' Con Calorie Counters'' Yani üç katlı ağız sulandırıcı bir hamburgerin yanında bir kaç parça sebze eklerseniz, bu sebzelerin hamburgerin kalorisini düşürdüğüne inanıyorlarmıs. Yazının yazarı;
Steve Mirsky'de bunu eleştirmek için yazmış tabiki.. Gerçekten komik insanlar.. böyle bir düşünce yapısına sahip olan insanların, çamaşır makinesine kedi atıp sonra kedi ölünce ama siz bunu içine uyarı olarak koymamışsınız diye dava açmalarınıa şaşırmamak lazım..
Hiç unutmam yıllar önce Canada'da büyük erkek kardeşime hediye alıyordum ve parasını yanlış hesaplamışlardı. Yapması gereken şey bana daha çok para üstü vermekti ama casier ne yapsa beğenirsiniz, bana dediki şimdi aldığın parayı geri ver. Tamam dedim ve verdim mecburen. O bütün parayı kasaya koydu ve bana baştan kasadan çıkarıp paraüstü verdi. Bazen akıllarının neresinden şüphe etsem şaşırıyorum.
No comments:
Post a Comment