
İşte geldik hayatım boyunca anlatmaktan en çok zevk aldığım konuya.. Tesadüf kader çelişkisi.. Hayatta ne tuaf tesadüfler oluyor değil mi? Sokak ortasında keşfedilen hatunlar,sevdiğiniz adamla saçma yerlerde karşılaşmalar, hiç istemediğiniz birinin gittiğiniz yerde ''tesadüfen bulunması'' gibi şeyler nasıl oluyor da başımıza geliyor. Siz daha uyuyun akıllım!! Tesadüf denilen bir şey yoktur her şey kasıtlı olarak pazıl parcalarını birleştirir gibi Tanrı tarafından hayatımıza yerleştirilmiştir. Hemde o kadar mükemmel bir şekilde yapılmıştır ki biz bu hikayeleri seneler geçtikten sonra bir mucize edasıyla anlatmaya koyuluruz.. Ben ne zaman bir insanın ağzından; ah şu tesadüfe bakın ki o da ordaymış gibi bir cümle duysam gülmeye başlarım, bu elimde değil. İçimden fısıldamak gelir hep, başını yukarı kaldır kadın biri seninle kafa yapıyor!!
Her insan kendine başka türlü bir inanç sistemi oluşturmuştur. Ben kimsenin dinine karışmam Tanrıyla aram mükemmel yani şimdilik iyi anlaşıyoruz diyebilirim. Aslında benim asıl samimi olduğum varlıklar meleklerdir. Varlıklarına, hayatın içinde yaşadığımız nefes aldığımız her alanda var olduklarına ve bize yardım etmek için ellerinden geleni yaptıklarına inanırım hep. Bu konuda favori kitabım ''Işık Habercileri'' Bu kitap bütün melekleri isimleriyle ne iş gördükleriyle ilgili tek tek bilgi içeriyor ve benimde baş ucu kitabım gibi bir şeydir. Melekler gerçekten biz insanların emirlerini yerine getirmek için el pençe divan dururlar. Tek yapmanız gereken nasıl isteyceğinizi bilmektir. Beni en çok eğlendiren melek türü ise; kozmik şakacılardır. Bu melekler sizi her seferinde oyuna getirmek için fırsat kollarlar. Hayatınızda karşılaştığınız komik tesadüfleri onlara borçlusunuz. Mutlaka hepimiz duymuş veya yaşamışızdır Ermeni damat istemeyen bir kadının kızının tam annesinin istemediği gibi bir adamla kaçtığını ya da hayattaki en büyük korkusunun asonsörde kalmak olan birinin sık sık asansörde kaldığını.. Bunların hepsi tezgahh uyanın eyy insanlar, meleklerin oyununa geliyorsunuz! Bu konuda yapabileceğiniz tek şey hiç bir şey hakkında büyük konuşmadan ya da hiç bir şeyden takıntı derecesınde korkmadan yaşamaktır. Hani büyük konuşma başına gelir der ya büyüklerimiz, işte ondandır bu.. Büyük konuştuğunuz anda yanınızda bir kozmik şakacı beliriverir ve size hayatınızın tezgahını kurmaya başlar. Aslında ne olursa olsun düşüncelerimize ve ağzımızdan çıkan kelimelere her zaman dikkat etmekte fayda var. Düşünce gerçekten çok büyük bir enerji alanına sahip ve bazen kendimize kendi aklımızla kötü şeyler yapabiliriz. Tavsiyem istemediğiniz şeylere sakın yoğunlaşmayın başınıza iş açarsınız.

Ben ne zaman keşke şunu görmesem desem elimle koymuş gibi bulurum. Ya da tam tersi bazen iyi meleklerim çalışır ve sevmediğim insanlar hayatımdan kayboluverir. Daha geçen hafta olur ya okulda birini sevmedim ama aynı ortamdayız ama sevmedim keşke olmasa dedim bir kaç kez.. Artık okula gelmiyor : ) Aslında kötülüğünü istememiştim, hastalanmış üzüldüm de ama oldu işte ve emin olun bu tesadüf falan değil ben böyle şeyler çok yaptım. Çok inanıyorum belkide ondan.. Konu melekler değil kader olucaktı ama melekler kaderimizin o kadar büyük parçası ki önce bunu anlatmak zorundaydım. Kadere gelince, evet biliyorum buna inanmayan benim çok kaderci olduğumu düşünen çok insan var ama gerçekten bir şey Tanrı'nın elleriyle sizin hayatınıza yazılmamışsa onun olması nerdeyse imkansız, siz istediğiniz kadar çabalayın.. Olucağıda varsa ne kadar ertelenirse ertelensin olmak zorundaysa da aksini yapamazsınız. Şansın adı sadece kaderdir.. Siz çabalayın ama olmadığında lanet etmeyin kader diyin. Emin olunki size daha çok yakışan bir işiniz olucaktır sadece Tanrı birazcık burnunuz sürtsün istemiştir. Bunu sınav gibi düşünürüm ben hep ne kadar güçlü olursanız ödülünüz o kadar büyük olur. Ben bu konuyu çok seviyorum ve eminim ki bundan sonrada hep bahsedicem.. Dedim ya Tanrıyla aram iyi dinlerle kötü maalesef..
No comments:
Post a Comment