Wednesday, January 5, 2011

Zaman bizi çiğnemeden yutuyor..

İnsan bilerek, sürekli aynı hatayı yapar mı? Yapıyormuş.. Şimdi daha cok yazıyorum.. Bloguma da ona da.. Bu yazı olayından para kazanmak hayat amacım.. Cok eskı bır masam var, hayatım boyunca yazmak ıcın kullandıgım.. su an ıhtıyacım yok yanı ozellıkle bır sey ıcın ıhtıyacım yok ama onun basına gecıp yazmayınca kendımı eksık hıssedıyorum sankı baska yerde yazamazmısım gıbı.. İşte ondan cok yer kaplamasına ragmen atmak ıstemıyorum.. Aslında atsam iyi, daha modern seyler alsam.. ama eskıcıyım ben hemde cok eskıcı.. Hıc bır seyı atamıyorum.. esyalarımı, yazdıklarımı.. hıc bır seyı.. sanırım benımle olan her seye cok deger verıyorum.. Aslında bılıyorum hıc bır sey benım değil sadece benımle.. ama yınede ne bılıyım anılarım onemlı.. Ilerde neye dönüp bakmak ıstersem onu saklıyorum cocukluğumdan berı.. Zaman gecıyor, bız yaslanıyoruz, hayat akıyor.. ama yazı kalıyor.. o yüzden yazıyorum hayatımla ilgili her şeyi tek tek..

Yazmıştım hıkayelere meraklıyım diye.. güzel bir hikayeye denk gelince kalp atışım hızlanıyor, kulaklarım büyüyor.. Hikaye anlatanın yanına yanaşmam hep bundan.. Gecen gün iki teyzeye rastgeldim ama bildiğiniz teyze, yaş 70 ama iş çooook.. : ) Zamandan bahsedıyorlardı.. Nesinden mi? Ahh o eskı zamanlarda zaman cok yavas gecermış azızım, şımdı ne olmusta bu kadar hızlanmıs.. Bu konuyu ciddi ciddi tartıştılar belli aşamalardan geçtiler ve sonuca bağladılar.. Şimdi ben burda tüm konuştuklarını paylaşamam tabıkı ama sonucu tartışabiliriz. Zamane zamanının sorunu şu; meşguliyet..

Eski zamanlarda yapılıcak çok şey yoktu.. İnternet yoktu.. Bilgisayar yoktu.. Bu kadar yoğun iş hayatları yoktu..Zaman çoktu.. Böylece her sey yavastı, kafalar dolu değildi.. her şey yavaştı.. Şimdi yapılıcak o kadar çok şey var ki; herkesin özellikle gençlerin şikayeti zamansızlıktan.. Sabah uyanıp işlerimize gidiyoruz, toplantılar, raporlar.. zamanı hissetmeden her şey geçip gidiyor.. eve geliyoruz, televizyon, internet ya da dısardayız.. sinema, eğlence.. Hayat cok dolu, yapılıcak çok şey var ve zaman yok.. Hep duyarsınız; keşke benden bir tane daha olsa ya da benim günüm 48 saat olsa yine bana yetmez biçimindeki söylemleri.. Bilmiyorum her zamanki gibi kendi hayatım konusunda da başkalarının hayatı konusunda da sürekli kafam karışık.. Hangisini yapmamız gerektiğini bilmiyorum.. Okul, iş, sosyal hayat.. her şeyi dolu dolu yaşayıp zamanın bizi ezmesine izin mi vermeliyiz yoksa biraz yavaşlatıp onun farkına mı varmalıyız? Ben bunun cevabını bilmiyorum, bilen bana kadar beri gelsin.. Çok hızlı yaşlanmak, nerde olduğumuzu düşünmeden her şeyin gecmesinden rahatsız oluyorum ama bende herkesın yaptığını yapıp hayatımı dolu tutyorum.. Aylar geçiyor yıllar geçiyor.. yazmasam daha cok farkına varmıycakmısım gıbı.. Evet, işte benı yazıya bağlayan asıl sebep.. Bu yaptığım, şekerpareme yaptığım benim yaptığım, yaşadığım şeylerin, zamanın farkına varmamı sağlıyor.. O yazı masasını yanı su an bana hüzünlü hüzünlü bakan masayı belki de asla atamıycam..


No comments:

Post a Comment