*Nerdesin sen?
-Galiba yazlıkta.
*Çok tatil yaptın, gözüme batıyorsun.
-Bakmazsan batmam.
*Çok bilme.
-Hep senden az.
*Sen gidince hayallerim yarım kalıyor, olduğum şehirden ayrılma.
-Kaleden ayrılıyım mı?
*Gol yersin.
-Senden mi?
*Farkeder mi?
-Farketmez. Ne olsa farketmez.
*Mesela ne olsa?
-Yine zevzek olmuşsun bugün.
*Ne olsam beğenmiyorsun.
-Çık artık hayatımdan.
*Bir hayatımız demeyi öğrenemedin.
-Bir hayatımız demeyi öğretemedin.
Friday, September 18, 2015
Saçmalama!
Saçmalama!

Sen aslında yoksun. Kendini var zannediyorsun. Hatta belkide yaşadığın hiçbir şey yok. Bilim her an yüzümüze tokat gibi gerçekleri çarpabilir. Bir sabah uyandığımızda bedenimiz havada duruyor olabilir. Belki uzay boşluğunda kayboluruz. Gezegen aniden yok olur. Ya da vazgeçtim ya sen saçmalarken daha güzelsin.
Saçmala!
Wednesday, August 12, 2015
Tanrı'nın hesapları..

Wednesday, August 5, 2015
Bir tane hayatın var..
Bir şeyi unutuyorsun.
"BİR TANE HAYATIN VAR"
Tekrarı da yok. (Büyük ihtimal)
"BİR TANE HAYATIN VAR"
Tekrarı da yok. (Büyük ihtimal)
Bir tane hayatın ve denemen gereken bir ton şey var. Hayat öyle senin sınırlarını çizdiğin yerde bitmiyor. Bitiyor sanmaya çalışıyorsun, mutsuz olmamak için kendini kandırıyorsun. Bir torba kural koymuşlar sen öyle inan diye. Küçük beynine sınırlar çizmişler, sen de o sınırları paşa paşa kabul etmişsin. Öyle değil ama.. Hayat dediğin şey çok değişik, bir sürü versiyonu var. Bunu yaşamak yani hayatla tanışmak için önce önyargılarından kurtulman gerekli. Düşünsene kafan nasıl da önyargılarla dolu. Tadına bakmadığın yemekler, tanımak istemediğin insanlar, görmek istemediğin yerler var. Bazı şeylere kati suretle karşısın. Delilik aslında bu bir çeşit, bir dakika sonra yaşayacağının garantisi yok ama bir dolu önyargın var. Oysa yapılması gereken şeyleri denemek için az zamanın var reddetmek için zamanın yok. Tabi tercih senin belki de ot gibi yaşayıp ölmek istiyorsundur. Yapmasan öyle keşke. Ben zamanında çok yaptım, yapmasaymışım öyle keşke. İnsan 30 yaşına gelince ufaktan bir aydınlanma yaşıyormuş, 29'ken farketmiyorsun ama bu gerçekten oluyor. Ulan diyorsun bir tane hayatım var ve ben şimdiye kadar onu ziyan ediyormuşum. İyi ki ölmemişim diye düşünüyorsun. Farketmeden ölmüş de olabilirdin. Neyse ki ölmedim de önyargısız hayatıma başladım. Başta bunu kırmak o kadar kolay olmuyor. Zamanla iyice idrak ediyorsun yaptığın hataları. Her zaman söylerim her şeyin bir zamanı var, aydınlanmanın bile. Aydınlandıktan sonrası kolay, denemediğin şeyleri düşünüyorsun. Bazı şeyler için (çok gençlik gerektiren şeyler) geç kalmış oluyorsun ama olsun pes etme.
Thursday, July 30, 2015
30 OLMAK..

Öyle yollardan geçtim.. O kadar çok boşa kürek çektim ki, bir daha birinin ne söylediği yıkar beni ne yaptığı.. Bir çeşit arsızlık hali.. Demek 30 yaşında olmak bu demek.. Şuursuzca kazanılan bir güç.. Hep daha fazlası yok dediğinde yüklenen güç bahsettiğim.. Yapamam deyip yaptığın, dayanamam deyip dayandığın.. Sonsuz bir kuyuya düşmüş gibi.. Gittikçe gidesin gelir dibine.. Çekilirsin içine içine.. Olmaz dediğin her şey olur, kuyunun dibi görünmez.. Melankoli ya da herhangi bir acı öldürmez insanı.. Öğrenirsin öldürmediğini.. 25 yaşım sana söylüyorum, gözyaşıyla öldüremezdin kendini kilometrelerce uzakta.. 30'da öğrendin boşuna çabaladığın her şey zehir etti hayatını.. Şimdiki aklın olsa yapmazdın.. Yaşadıkların olmasa, şu anki aklın nereden olacaktı ya?
Thursday, March 12, 2015
Sex Sells'den Yürümek
Son zamanlarda duyduğumuz tüm tecavüz, şiddet olaylarına hepimizin canı yanıyor. Tabiki bu olaylar sadece bizim ülkemizde yaşanmıyor. Daha seyrek de olsa, başka ülkelerde de aynı şekilde aynı olaylar yaşanıyor. Son zamanlarda sosyal medya sayesinde artık her şeyden saniyede haberimiz olduğu için olaylar şu aralar daha çok gündemde tutuluyor ve tepkiler günden güne büyüyor. Her gün cezalar konusunda başka bir açıklama yapılıyor.

Bu yazıda anlatmak istediğim şu ki; aslında bütün gün orada burada atıp tutan, üzüldük diyen herkes büyük bir yanlışın içinde sürükleniyor. Toplumun temelinde yanlış var. Geçenlerde bir telefon şirketi hiç alakası olmamasına rağmen, sırf telefon hanım kızımızın cebinden çıksın diye çıplak kadın kullanırken, hangi akıllara başka ne mesajlar verdiğini görmezden geliyor. Yani annelerden tutun da büyük markaları yöneten profesyonellere kadar aslında herkes o hatadan bu hataya gidip geliyor. Önce kadına bakışı değiştirmek gerekir bunun için de ataerkil düzenden biraz sapmak. Tabi bu söylediğim mucize gibi bir şey olacağı için zannediyorum başarılması imkansız. Eğitimle bir yere kadar şiddete ya da tacize engel olunabilir. Toplumu, kafaları, dünyayı kökten değiştirmek gerekli.
Subscribe to:
Posts (Atom)