Monday, April 3, 2017

Lehvi Mahfuz

Bu yazımda size uzun zamandır aklımı kurcalayan, kafamı karıştıran hatta aklımı çıldırtan bir konu hakkında iki kelam edeceğim. Aslında bu konu sadece beni değil eminim bir çok insanı kör kuyularda merdivensiz bırakmıştır da akıllarını kaçırmamak için konunun üzerine toprak atmışlardır. Hiç düşündünüz mü, bir insanın rüyası neden çıkar, bir şey birine nasıl malum olur, gittiğiniz bir kıytırık falcı beş gün sonra karşılacağınız insan hakkında bir şeyleri nasıl bilir? Bazı insanlar nasıl bir kaç adım ötesini tahmin edebilir? Eğer tahmin edebilir ya da belli bir senaryoyu yaşıyorsak neden dünyadayız, yaptığımız seçimlerin ne önemi var?

Bütün bunları uzun, çok uzun zamandır düşünüyorum. Geçen haftalardan birinde Yılmaz Erdoğan'ın yeni gösterisi Münaşaka'yı izleyene kadar da düşünmeye devam ediyordum. Oyunda Yılmaz Erdoğan Lehvi Mahfuz diye bir kitabın ona, kafasındaki soruları yanıtlamasına yardımcı olduğunu anlattı. Durur muyum hemen kitabın ismini bir kenara not ettim. Benim de sorularım vardı, ben de öğrenmeliydim. = )) Öncelikle kitabı sipariş ettim. Aslında aynı yazarın başka bir kitabını okumuştum ve kitabın içeriği hakkında bilgim vardı. Sonra Lehvi Mahfuz ne demekmiş bunu bir kaç gün araştırdım. Sonra göğe yükseldim, bir ışık gördüm, öyle devam etti. Yok okuyucu öyle olmadı. Lehvi Mahfuz, sözlük anlamıyla korunan levha. Ulaştığım bilgilere göre, Tanrı'nın katında, içinde Kuran'ın ve kaderin yazılı olduğu ve saklanan bir kitap. Anlatılana göre Allah, geçmiş ve gelecek tüm olayları tek bir an içinde yaratmış. Yani evrenin yaradılış anından kıyamete kadar her olay yaşanmış ve bitmiş. Biz şu an yaşanılan bir şeyi tekrar yaşıyoruz. Tabi bütün bunları teyit etmek için kuranın ilgili ayetlerini de okudum. İnsanların ne anladığına baktım.

"Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Böylece elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlere şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez." (Hadid suresi)

"Senin içinde olduğun herhangi bir durum yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden saklı kalmaz. Bunun daha küçüğü de daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta kayıtlı olmasın."(Yunus suresi)

"Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir." (Ahzab suresi)

Genel olarak kitapta zaten bir kaderden ve kayıtlı bir kitaptan bahsediliyor. Yine de anlamıyordum, ee hani insanın kaderi kendi çabasına bağlıydı. Kuranda öyle yazmıyor muydu? Ben bir şeyi isteyince olacaktı. Secret okumuştum ben, pozitif düşünce vardı. Kuantum fiziğine ne oldu? Önce şu insanın kaderi kendi çabasına bağlıdır cümlesinin nerede yazdığını araştırdım. Ulaştığım sonuç şu oldu; bir deli bir kuyuya taş atmış geri kalanının da işine gelmiş dokunmamışlar. Bahsedilen İsra suresi. Orada yazan, biz herkesin kaderini kendi boynuna astık. Yani her insan  kendi yaptıklarından sorumlu. Kaderin çabana bağlı değil tatlı kardeşim. Açıp okusaydın keşke. Zaten bu ülkede ne oluyorsa sorgulamamaktan, okumamaktan, meraksızlıktan oluyor. Peki her şey tamam, kayıtlı bir kitap var her şeyde yaşandı bitti. Şimdi o meşhur, herkesin aklındaki soruyu soruyorum. Madem yaşayacağımız her şey yazılı, bir sınavdan bahsediliyordu, o ne oldu? Sınava neyden gireceğiz?

"Sabretmenizden dolayı size selam olsun. Dar-ı dünyanın sonucu ne güzel." (Ra'd suresi)

Sınav yaptıklarından değil, sabrından. Yani açıkça söyle söyleniyor, belayı da, mükafatı da aslında Allah verir ama buna karşı sabretmek, isyan etmek sende. Senaryo belli de oyunculuk sende gibi düşün. İyi ya da kötü olmak, inanmak inanmamak sende. Ne elinden çıkana üzül ne kazandığına sevin, ikisini de sen yapmadın demiş.

Kafamı kurcalayan başka bir şey; bu kitaba sadece Cebrail ulaşabilirmiş. Kuranda özellikle tek melekten bahsediyor. Senaryoyu benim bilmem ya da başka birinin bilmesi imkansız. Peki nasıl oluyorda arkadaşım benim sokak arasında gittiğim bir falcı, şöyle bir insanla karşılaşacaksın ya da şöyle bir iş yapacaksın diyor da o gerçek olabiliyor ya da ben rüya görüyorum da o çıkıyor? Ne malum oluyor nasıl malum oluyor? Bununla ilgili araştırma yaparken, falcının iyi sıhhatte olsunları kitaptan bilgi çalıyor gibi çılgın yorumlar = )) okumadım değil ama işin aslı başka. Yazılı olan her şey kitapta, Tanrı'nın hafızasında ve aslında senin hafızanda var. Hani diyorsun ya, ben şunu çok istiyordum ve o oldu. Hayır, senin onu isteyeceğin zaten hafızanda var. Yani bilgiler gömülü ama açıkta değil. Bazı insanların algıları daha açık ve o bilgilere ulaşabiliyorlar. Nasıl aklını okuyorsa, gerideki o bilgiyi de alıyor. Bazen o bilginin tamamını doğru şekilde alabiliyor ama bazen de bir kısmını alıyor ama gerisini alamıyor. Algıları kapalı insan bunların hiçbirini anlamıyor.

Aslında bütün bu yazdıklarımın bütününü dünyanın %60'ı kabul etmez. Bir kısmı Allah'a inanmadığından geri kalanı da egosundan, ben yaptım, çünkü ben! ben karar verdim dediğinden. Keşke okusalar ya da anlamaya çalışsalar. Sonuçta, boşuna psikologlara deli paralar ödemeyin ya da meditasyon, ışık gücü gibi değişik şeylere servet yatırmayın. İyi insan olun, dayanmaya çalışın. Bir de okuyun, bol bol okuyun. Bulduğunuz her şeyi okuyun ve merak edin. Tatlı insan olmanın yolu bunlardan geçiyor. Her şey sende kayıtlı, ne olacaksa o olacak. Hatta ne olacaktıysa  o oldu.












No comments:

Post a Comment